Karagöz Oyunun Tarihçesi
Hacivat Karagöz Gölge Oyununun Tarihçesi ve Gelişim Süreci 1517 yılında Mısır’ı fetheden Yavuz Sultan Selim’in Memluk sultanı Tumanbay’ın Nil nehri üzerindeki Roda adasında asılışını hayal perdesinde canlandıran bir hayal sanatçısını, oğlu Kanuni Sultan Süleyman’ın da görmesini arzu ederek İstanbul’a getirmesiyle gölge oyunu Anadolu’ya girmiştir.
Hacivat Karagöz Oyununun Gelişim Süreci
Türkler 16. yüzyılın başında perde gerisinden gölge yansıtma tekniğini Mısır’dan almışlardır. Mısır oyunlarında birbirinden kopuk sahneler bulunduğu için ilk başlarda Türk gölge oyunlarında da buna uyulmuştur. Ayrıca, Mısır gölge oyunlarında belirli, kalıplaşmış kişilere pek rastlanmaz. Nitekim 16. yüzyılda Karagöz ve Hacivat’ın adını pek duymayız.
Hacivat Karagöz Gölge Oyununun Tarihçesi ve Gelişim Süreci detaylandırmak gerekirse, Mısır’dan alınmış olan bu yeni oyuna zamanla Türk yaratıcılığı katılmış, çok renkli, hareketli bir biçim verilmiş, kesin biçimini aldıktan sonra da Osmanlı İmparatorluğunun etki alanı çevresinde yayılmıştır. Böylece gölge oyunu Mısır’a yani geldiği yere bu yeni biçimiyle dönüp yerleşmiştir. Nitekim birçok gezgin, 19. yüzyılda Mısır’daki gölge oyununu anlatırken, bunun Karagöz olduğunu, Mısır’a Türkler tarafından sokulduğunu ve çoğunlukla Türkçe oynatıldığını belirtmişlerdir (And, 1985, s. 278).
Bir rivayete göre, Sultan Orhan Gazi döneminde Bursa’da Ulu Cami inşaatın da çalışan iki işçidir demirci ustası olan Kambur Bâli Çelebi (Karagöz) ile duvarcı ustası olan Halil Hacı İvaz (Hacıvat). Arasında geçen nükteli konuşmaları dinlemek isteyen işçiler işi gücü bırakıp onların etrafında toplanır, bu yüzden de inşaat yavaş ilerlermiş. Bu durumu öğrenen padişah her ikisini de idam ettirmiş. (Bir rivayete göre ise ülkeden sürgün edildikleri söylenmektedir). Ancak bir süre sonra pişman olan Padişah bulunmaları için emir verir.
Şeyh Küşteri Karagöz ve Hacivat’ı bulamayınca benzer tasvirlerini bir perde arkasında oynatması ile bu oyun doğmuştur (Siyavuşgil, 1941, s. 32-33). Günümüzde de Karagöz perdesine Şeyh Küşterî Meydanı denir ve Şeyh Küşterî Karagözcülüğün pîri kabul edilir. Karagöz ve Hacivat’ı perdeye taşıması ile bilinmektedir (Oral, 1996, s. 33). Burada üzerinde durulması gereken nokta şudur ki; Bursa’da ki Ulu Cami Sultan Orhan döneminde değil, Yıldırım Bayezid döneminde yapılmıştır.
Dolayısıyla bu söylenti gerçek olamaz Karagöz hakkında ilk kesin belge şehzadelerin sünnet şölenini anlatan 1582 tarihli Surname-i Humayun’dadır…